KENTSEL DÖNÜŞÜM

 

 

Kentsel dönüşüm

 

Deprem gerçeği ile karış karşıya olduğumuz bu yapı stokunun acilen 6,5 milyon yapının acilen yenilenmesi gerekmektedir. 2012 yılında başlatılan Kentsel Dönüşüm Yasası ile aradan geçen 4 yılda maalesef yaklaşık 125.000 bina yenilenmiştir.

 

Bu hızla gidildiğinde yenilenmesi gereken binaların yenilenmesi yaklaşık 200 yıl sürecektir.Her an deprem olabilmesi gerçeğini göz ardı etmeden bu süreci hızlandırmak hepimizin görevi olmalıdır. Bugüne kadar süreç yavaş ilerlemiş olsa da Kentsel Dönüşüm Yasasında yapılan değişiklik ile artık birçok şeyin değişeceği ve hızlanacağı görülüyor.

 

Türkiye’nin en önemli konularından biri olan ve  acil olarak ihtiyaç duyduğu önemli konusu Kentsel Dönüşüm ile güvenli ve nitelikli binalara kavuşma imkânına sahip olacağız.

 

Deprem gerçeğini fırsat gerçeğine dönüştürmeden, çözümsel bir anlayış ve yaklaşımla tüm beklentiler gerçeğe dönüşür. İstanbul’un 7 şiddetindeki bir depremde çok büyük bir yıkım yaşayacağı ve bu nedenle gerekli önlemler alınmaz ise vahim sonuçlar yaşanacağı bir gerçektir.



 

 

 

 

 

 

 

Kenntsel dönüşüm süreci:


Bugüne kadar süreci tıkayan pek çok nedenden, yanlış uygulamalar ve süreçten dolayı Kentsel Dönüşüm yavaş ilerlemiştir.
6306 Sayılı Kentsel Dönüşüm Yasasındaki yapılan değişiklikler ile yatırımcıların ve konutunu yenilemek isteyenlerin önündeki birçok engel kalkmış durumdadır.Devletimizin bütüncül bir anlayışla başlattığı Kentsel Dönüşüm sürecinin uygulamasında zaman içerisinde eksiklikler olduğu görülmüş ve bu nedenle yapılan değişiklikler ile süreç şimdi daha gerçekçi ve uygulanabilir hale geliyor. Yapılan değişiklik ile yapı stokunun %65’i depreme dayanıksız  ruhsatsız olan bölgeler artık “RİSKLİ ALAN” olarak belirlenecektir. Bu sayede tek bir bina ile uğraşma bitmiş, olması gereken ada ve bölge bazlı dönüşümlerin önü açılmış oldu.

 

Riskli alan ilan edilebilmesi için en az 15 dönüm zorunluluğunun kaldırılması, daha büyük projelerin geliştirilmesinin önünü açmıştır.Şehir planlamasını bütüncül bir anlayış ile yapmak, gelecek kuşaklara daha sağlıklı, kaliteli, kimlikli yaşam alanları bırakmak için Kentsel Dönüşüm kaçırılmayacak bir fırsat olup iyi değerlendirmek gerekmektedir.30.05.2012 Tarihinde yürürlüğe giren 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen, sanat norm standartlarına uygun sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair çalışmaları yapmak için çıkarılmış bir yasadır. Bu yasanın en belirleyici farkı tapusu olan veya olmayan hak sahiplerinin haklarının korunması ve mağdur edilmemesidir.

 


Anayasa’nın 23.maddesine göre Devlet sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamak ile görevlidir.Bilindiği üzere, Ülkemizin çok büyük bir kısmı, başta deprem olmak üzere tabii afetlerin riski altındadır. Mevcut yapıların büyük bir kısmının muhtemel afetlere karşı dayanıklı olmadıkları ve orta şiddetteki bir depremde bile ağır derecede hasar görüp yıkılmışlardır.

 

On binlerce insanın ölümüne ve çok yüksek mali kayıplara sebebiyet veren acı gerçekler ortaya çıkmıştır.Yaşamımızı ve geleceğimizi olumsuz etkileyen bu çarpık ve kuralsız yapılaşma sorunu nedeni ile çocuklarımıza, torunlarımıza sağlıklı bir kent bırakmak için, çıkarılmış bir yasadır.Kentsel dönüşüm, kentlerin özellikle öne çıkması gereken yönlerini dikkate alınmasına, tarihsel varlıkları, doğal zenginlikleri, insanımızın zengin kültürü, bitki ve ürün çeşitliliğimiz, tarım ve sanayi alanlarını belirleyen çalışmalara da olanak vermektedir.
Kentsel Dönüşüm, yaşadığımız şehri daha modern, yaşanabilir, sağlıklı, huzurlu, güvenli, kültürüne sahip, sosyal yaşam donatılarının öne çıkmasına olanak sağlamaktadır.
 

 

 

 

 

 

 Copyright © - All Rights Reserved - Powered By İpekci Bilgisayar